Dünya Hayvancılık - Blog

Blog

Süt nasıl içilmelidir? Pastörize ve uht süt ısıtılıp içilebilir mi? Isıtılırsa besin değeri düşer mi?

Süt tercihe bağlı olarak ısıtılıp içilebilir. Ancak besin değerini koruması açısından sütün kaynamamasına dikkat etmek gerekir. Sütü, içmeden önce 30-35ºC ye kadar ısıtabilirsiniz. Isıtma işlemini kaynatmaya dönüştürmüyorsanız ve kısık ateşte 1-2 dakika tutuyorsanız besin öğelerindeki kayıplar oldukça sınırlı olacaktır. Ancak UHT ve pastörize süt hiç ısıtılmadan tüketilebilir.

Devamı

Yoğurt hakkında bilmemiz gerekenler nelerdir?

  • Zararlı bakterilerin üremesini durdurarak bağırsakların düzenli olarak çalışmasını sağlar.
  • Sindirim sisteminin sağlıklı çalışmasına etkisi bulunmaktadır: Mide rahatsızlıklarını önler.
  • Şeker hastaları için yararlı bir besindir: Kan şekerini düzenleyici etkisi bulunmaktadır. Kaymağı alınmış ve mutlaka ekşimemiş yoğurt tercih edilmelidir.
  • Bağırsak düzensizliklerinin giderilmesine, özellikle çocuk ve yetişkinlerde karşılaşılan ishallerin tedavisine yardımcı olur.
  • Bağırsaklarda bulunan tehlikeli ve zararlı mikropların çoğalmalarına ve hatta yaşamalarına engel olur.
  • Kanser riskini azaltır: Özellikle kolon kanserine karşı koruyucu etkisi bulunmaktadır.
  • Vücuttaki kolesterol miktarının azalmasına yardımcı olur: LDL kolesterolü azaltır.
  • Kandaki asit baz dengesini sağlıklı hale getirir.
  • Süt ve süt ürünlerini tükettikten sonra laktoz intolerans nedeniyle bağırsaklarda gaz problemi yaşayan kişilerde laktozun parçalanması nedeniyle gaz oluşumunu azaltır.
  • Bağırsakları temizlediği, zararlı bakterileri önleyerek ishal oluşumunu engellediği için gıda zehirlenmelerine karşı koruyucudur.
  • Kalsiyumun daha fazla emilmesini ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesini sağlamaktadır.
  • Antibiyotik kullananlar, ilacın etkisiyle zarar görebilecek yararlı bakterilerin korunması amacıyla yoğurt yemelidirler.
  • Midesi çok duyarlı olanlar ile on iki parmak bağırsağı ülseri olanlara dokunabilir. Bu durumda dikkatli tüketilmelidir.
  • Yoğurt ayrıca inulin adıyla bilinen, alt sindirim sistemindeki sağlığı geliştirici bakterilerin üremelerini ve canlı kalmalarını sağlayan prebiotik bir madde içermektedir. Yoğurt gibi fermente süt ürünlerinin üretiminde kullanılan geleneksel laktik asit bakterileri gastrointestinal sistemde canlı kalamaz.

Probiyotik gıdalar, ‘yeterli sayıda alındığı zaman bağırsak mikroflorasının dengesini geliştirerek katkıda bulunan canlı bakteriler içeren gıdalar’ olarak tanımlanmaktadır. Probiyotiklerin bağışıklık sistemini geliştirdiği ve kolon kanseri riskini de düşürdüğü belirtilmektedir. Geleneksel olarak probiyotikler yoğurt ve diğer fermente gıdalara eklenirken, son yıllarda içeceklere ve  tablet,  kapsül veya dondurularak kurutulmuş formdaki preparatlara da ilave edilmiştir.

Sindirim sisteminde bulunan bu yararlı bakterilerin etkileri, onların canlı olmasına ve metabolik aktivitelerine bağlıdır. Probiyotikler yutuldukları zaman mide ve safra asitleri tarafından elimine olabilirler, ancak bir kısmı kalın bağırsağa ulaşır ve orada yerleşir. Üremeleri oligasakkarit olarak bilinen kompleks karbonhidratların varlığına bağlıdır. Belirli oligosakkaritler prebiyotikler olarak düşünülür. Bunlar sindirilemeyen gıdalardır, ancak kolondaki bir veya sınırlı sayıdaki bakterinin aktivitesi ve üremesini destekleyerek yarar sağlar. Probiyotik gıdalardan maksimum yararın sağlanabilmesi için, prebiyotikler kullanılır. Fermente olabilen lif türleri, zararlı bakterilerin gelişimini engelleyerek probiyotik etki gösterir. Barsak içindeki ortamın ph’sını değiştirerek aside dönüştürür ve zararlı bakteri enzimlerinin çalışmasını engeller. Böylece sağlık üzerinde koruyucu etkiye sahiptir.

Probiotikler ve prebiotikler, tıbbi olarak daha etkili olmaları için bir arada kullanılmakta ve buna da sinbiyotikler adı verilmektedir.

Yoğurdun içerdiği probiotik ve prebiotik maddelerin kabızlık, ishal, kalp hastalıkları, şeker, kemik erimesi, oburluk ve kalın bağırsak kanseri gibi çeşitli rahatsızlıklara iyi geldiği, bağışıklık sistemini güçlendirdiği özellikle immunoglobulin A’dan zengin olduğu, B grubu vitaminler ve folik asit sentezinde yer aldığı, laktozun sindirimini kolaylaştırdığı ve ishali önleyici etkisinin bulunduğu bilinmektedir.

Deyim yerindeyse, yoğurt 7’den 70’e herkese lazım. Hatta en çok 7’sindekine ve 70’indekine lazım... Bu yüzden çocuk, yaşlı herkesin günlük beslenmelerinde muhakkak yoğurda yer vermesi gerekmektedir.

Eğer hoşunuza gidiyorsa, yoğurdunuzun içine taze meyve dilimleri katabilirsiniz. Yoğurdun çok soğuk olmaması için yemeden 10 dakika önce dolaptan çıkartın. 

Yoğurdun bağışıklık sistemine etkisi nedir?


Yoğurt hepimizin yakından tanıdığı mükemmel bir besin. İyi bir kalsiyum olması yanında pek çok araştırmacı tarafından farklı yönleriyle incelenmiş ve hastalıklarla ilişkisi de araştırılmış.

Özellikle yoğurdun ve yoğurt üretiminde kullanılan laktik asit bakterilerinin kanser, enfeksiyonlar, gastro intestinal hastalıklar ve astım gibi hastalıkları önleyici etkilerine bakılmış ve tüm bu  hastalıkların oluşmasında en önemli nedenin bağışıklık sistemi olduğu saptanmıştır.

Yoğurdun bağışıklık sistemini uyarıcı etkisi bilinmektedir. Bu etkinin hastalıkların önlenmesinde önemli bir etken olabileceği belirtilmektedir.

Yoğurt, fazla tüketildiğinde, özellikle yaşlılar gibi bağışıklık sistemi baskılanmış gruplarda immün yanıtı ve bağışıklık sistemi ile ilgili hastalıklara karşı direnci arttırmaktadır.

 

Yoğurt yapımında katkı maddeleri kullanılıyor mu?

Hayır kullanılmaz. Türk Gıda Kodeksi’ne göre üretim izini verilerek sertifikalandırılmış hazır yoğurtların üretiminde yalnızca süt ve maya kullanılır.

Evde yapılan yoğurtlar neden daha çabuk ekşiyor?

Yoğurdun istenilen kıvam, lezzet ve besleyicilikte olması için;

  • Mikroorganizmalardan arınmış süt kullanılması,
  • Taze maya kullanılması,
  • Mayalamanın uygun sıcaklıkta ve sürede yapılması gerekir.

Ev yapımı yoğurtlar bu koşullarda üretilemeyeceği için, ambalajlı yoğurtlara göre daha çabuk ekşirler.

Ambalajlı yoğurtlar niçin daha geç bozuluyor?

Hazır yoğurt üretiminin bütün aşamaları maksimum hijyen koşullarında gerçekleştirildiği için kullanılan sütlerde herhangi bir mikroorganizma oluşumu gözlenmez. Saklama koşullarına uyulduğu takdirde raf ömrü boyunca ürünlerin tazeliğini koruması çok normaldir.

Süzme yoğurt normal yoğurtan daha mı faydalı?

Süzme yoğurtta normal yoğurda kıyasla daha az vitamin vardır. Yoğurdun bekleyince yeşil bir su bırakması normaldir. Bu suyu sakın dökmeyin. Yoğurtta bulunan vitaminlerin çoğu, özellikle B12 vitamini bu suda bulunur. Yoğurdunuzu bıraktığı suyla karıştırarak yemeniz daha iyi olur.

Balık ve yoğurt beraber yenirse zehirlenme yapar mı?

Tazeliğini yitiren balıkta “histamin” adında bir proteinin miktarı artmakta ve bu madde aynı zamanda yoğurtta da bulunmaktadır. Aynı öğünde her ikisi de tüketilirse vücuttaki histamin miktarı artmaktadır. Bu durum özellikle alerjik durumu olan bireylerde bazı olumsuz tepkimelere yol açabilmektedir. Besin zehirlenmesi açısından olayı incelersek; balık bayat ise yanında yoğurt yenilse de yenilmese de zaten zehirlenmeye yol açar. O nedenle besinleri taze olarak tüketmeye dikkat etmeli, tazeliğinden şüphe edilen besinleri imha etmeliyiz. 

Sut ve Yoğurt

İnsanoğlu, çeşitli memeli hayvanların kendi yavrularının büyümesi için ürettikleri sütten yararlanmayı çok eski çağlarda öğrenmiştir. Yaklaşık 5000 yıldır süt içiyoruz.

 

Kaynak:www.esk.gov.tr/tr/10956/Yogurt-hakkinda-bilmemiz-gerekenler-nelerdir

Devamı

Peynir Nasıl Saklanmalı?

Peynirin lezzetini ve besleyiciliğini kaybetmeden saklanmasının satın alma ile başladığını vurgulayan uzmanlar, her peynirin saklanma koşullarının farklı olduğuna dikkat çekerek, +2/4 C de, ışıksız ortamda mutlaka buzdolabında saklanması gerektiğinin altını çiziyorlar.

Kalsiyum, protein, A, B, D, E vitaminleri bakımından zengin besin kaynağımız olan peyniri doğru koşullarda saklamak, vitamin ve besin değeri açısından büyük önem taşıyor. Uzmanlar, peyniri saklama işleminin daha satın alma işlemi sırasında başladığını belirterek, tüketicileri uyarıyorlar.

Peynir saklama sanatı satın almada başlar

Peynir alırken öncelikle son tüketim tarihine dikkat etmelisiniz. Son tüketim tarihi geçmiş hiçbir yiyeceği satın almayınız. Eğer alacağınızın peynirin son tüketim tarihi yakın bir tarih ise onu tercih etmeyin. Çünkü hemen tüketemeyecekseniz, son tüketim tarihi yaklaşmış ürünleri uzun süre saklayamazsınız. Ambalajına dikkat edin. Delinmiş, yırtık veya deforme olmuş ambalajlı ürünleri almayın. Peynirin renginin değişmemiş olmamasına dikkat edin.

Buzdolabında saklayın, sofrada bekletilmiş peyniri ambalaj içindeki peynire tekrar karıştırmayın

Peynirin, özellikle +2/4 C de, ışıksız ortamda yani buzdolabında saklanması gerekiyor. Peynir hemen tüketilmeyecek ise kendi ambalajında saklanmalıdır. Ambalajı açıldıktan sonra mutlaka saklama kabında veya ambalaj malzemelerine sarılarak korunmalıdır. Aksi takdirde peynir nemini kaybediyor, aroması ve lezzeti azalıyor.

Oda sıcaklığında, sofrada, tezgâhta bekletilmiş peynir, ambalajı içindeki buzdolabındaki peynirin içine tekrar katılmamalıdır. Başka bir kapalı ambalaj içinde salamura suyu eklenerek ayrı muhafaza edilmelidir.

Beyaz peyniri kendi suyunda saklayın

Beyaz peynir, ambalajı açıldıktan sonra salamura suyu denen içme suyuna yemek tuzu ilavesiyle yapılmış sıvının içinde uzun zaman besin değerleri ve lezzetini kaybetmeksizin saklanabilir. Böylece peynirin olgunlaşma süreci de devam eder.

Özellikle beyaz peynir ve türevleri oksijenden uzak tutulmalıdır. Beyaz peynir türevi peynirler salamura suyunun içinde saklanmalıdır. Beyaz peyniri keserken bıçağı ıslatmanız düzgün kesmenize yardımcı olur.

Kızartma peynirleri (Antep, Urfa ve hellim peyniri gibi) tüketilmeden önce 15-20 dakika suda bekletilirse içerdiği tuz gider ve gerçek lezzeti ortaya çıkar. Beyaz peynir ve Burgu dışındaki peynirler yıkanmaz, su ile temas peynirin lezzet ve aromasının kaybolmasına yol açar. Peynirler derin dondurucuda muhafaza edilmemelidir. Oda sıcaklığında bekletilmemelidir.

Kaşar peynirlerini streç film ile sarmak kaşar peyniri ile streç film arasında oluşacak nemi arttıracağı için kaşar peyniri küflenebilir. Peynir dilimlere ayrılmadan saklanmalıdır, böylece dış ortamla teması en aza indirilebilir. Kaşar peyniri ve türevleri rutubetten uzak ortamlarda saklanmalıdır.

Krem peynirler mutlaka kendi ambalajının içinde ve kapağı kapalı olarak saklanmalıdır.. Paket açılıp porsiyon olarak servis edilmeli ve kapağı devamlı kapalı olarak buzdolabında saklanmalıdır.

Örgü peynir açıldıktan sonra streçle sarılmalı veya hava almaz bir kap içine konulmalıdır.

Burgu Peynir tamamen salamura suyunun içinde saklanmalıdır. Burgu peynirleri ihtiyaç kadar alındıktan sonra kalan kısmı yine ambalajı içinde ve kendi suyu içinde muhafaza edilmelidir. Böylece hem ürün su kaybederek kurumayacak, hem de Burgu peynir kısa sürede bozulmayacaktır.

Sürmeli Peynir, ürünün hava ile teması kesilmiş şekilde kendi suyunda kendi ambalajında muhafaza edilmelidir. İçindeki su yetmezse, içme suyu ilave edilebilir.

Topi Peynir tamamen salamura suyunun içinde saklanmalıdır. Tüketileceği zaman ihtiyaç kadar alındıktan sonra kalan kısmı yine ambalajı içinde ve kendi suyu içinde muhafaza edilmelidir.

Kaynak: Milliyet

Devamı


Hakkımızda

Dünya Hayvancılık İşletmesi A.Ş.,100 dönümlük arazi üzerinde,19.000 m2 kapalı alanda faaliyet göstermek üzere NACAR AİLESİ tarafından 2011 yılında,Kırklareli Kavaklı Beldesi’nde kurulmuştur.

Popüler Menüler

Etiket